Tweet |
AYDIN'DAKİ ARPAZ KALESİ VE BEYLER KONAĞI
Harap Bir Şaheser!!
Çayda akan su gibi
, çölde esen yel gibi
İşte bir günü daha kayboldu ömrümün.
Ben ben oldukça iki günün gamını bir çekmem.
Biri geçip giden gün, biri gelecek gün.
Ömer Hayyam
Zamanın
bir yerinde kalmış gibi duruyor, yanı başımızda tarihe tanık olmuş derin derin bekleyişiyle.. belki gözleri yok sanırsınız, dilsiz kulaksız..Biliyor musunuz yapıların da elleri vardır zamanı tutmaya çalışan, dilleri vardır anlatır, duyabilene konuşur. Gözleri de vardır gördüklerini saklar yüzyıllarca bağrında..
"Gün bitti, elindeki güller de soldu
anımsanacak neler kaldı bugünden
paylaşılmış olan nelerdi sımsıcak
belki bir türkü söyleriz geceye karşı
saçlarını tarazlayan bir şafak olur
Zaman kekemeydi ve tarihe sızan"
Ahmet Telli
Aydın'daki Arpaz Kalesi ve Beyler Konağı harap bir şaheser.
UNESCO DÜNYA MİRASINA GİRMELİ
Mimari yapısı, odaları, hayat dediğimiz yaşam alanı, kullanışlı alanları ile bir konak ve yanı başında yükselen her türlü saldırıya karşı incelikle düşünülmüş bir kule.
Arpaz Kalesi, heybetli görünüşüyle, 400 yıllık geçmişinde yaşanan depremlere, yangınlara, fırtına, kar borana rağmen dimdik ayakta. Yıkılmamak için direniyor. Tarhin sessiz tanığı... Unesco dünya mirası listesine girmesi gereken muhteşem yapı,, unutulmuşluğu yaşadığı onca vefasızlığı yüzümüze bir tokat gibi vuruyor ancak başı dik öylece zamanın ruhunu yansıtan duruşuyla terk edilmişliği içine sindiremiyor.
Nazilli’ye bağlı Esenköy’de bulunan yapı grubu, bir Karya kenti olan Harpasa Kalesi’nin eteklerinde kurulmuştur. Bazı kaynaklarda buranın ismi Arpaz Kulesi olarak da geçmektedir.
Arpaz Kulesi, depolar, ahır ve müştemilat yapılarından oluşmaktadır. 19. yüzyıl Ayanlık Döneminde inşa edilmiştir ve şato görünümündedir. Atçalı Kel Mehmet Efe’nin bu konakta sığır çobanı olarak hizmet ettiği, konağın sahibinin kızını kendisine istediği ancak bu isteği sonucunda dayak yediği ve yediği dayağın ardından dağa çıkıp Osmanlı Devleti’ne isyan ettiği söylenmektedir. Bu isyanı bastıramayan bölgenin ayanı ve konağın sahibi Arpazlı Hacı Hasan Bey Rodos’a sürülmüş, isyan bastırıldıktan sonra beraberinde getirdiği Rodoslu ustalarla Arpaz Kulesi’ni inşa ettirmiştir. Yaklaşık 80 yıl sonra 1911 yılında bu kez torunu Arpazlı Osman Ağa, sel sonucu yıkılan Menderes Köprüsü’nü tamir ettirmediği için bölge halkı tarafından Çakırcalı Mehmet Efe’ye şikayet edilmiştir. Çakırcalı Efe; konağı basıp ateşe vemiş, Osman Ağa’yı kaçırmıştır. Efe, takip sonucu zaptiyeler tarafından Karıncalı Dağı’nda kuşatılıp öldürülmüştür, beraberinde Osman Ağa’nın da cesedi bulunmuştur. İzmir’in Konakları olarak bilinen türküde geçen: “Bize de derler Çakıcı yar fidan boylu/Yakarız konakları” dizelerinde adı geçen konak da Arpaz Konağıdır