Tweet |
"40 KAPILI ŞEHİR"
"Binbir Kilise”
"Medeniyetler Beşiği”
Kars,Ani Harabeleri...Güzelliğin bir hüzünde yansıması.O hüzünlü yüzde direncin devamı..
Ani, sessizlığin, yalnızlığın, hüznün hikayesidir..
Varlığıyla insana hem direnme gücünü hem de derin bir hüznü hatırlatmaktadır. Şimdi bir yoksunluk, uzaklık, ıraklık coğrafyasında bir mezarlık sessizliğinde yaşamını devam ettiriyor.
Yüzlerce yılın tanıklığında Bagratuni Ermenileri'nden Bizanslar'a Gürcüler' den
Selçuklular'a, Osmanlılar'a uzanan o grift ve muhteşem mimarisi ve heybetliyleev sahipliğine devam ediyor.
Türkiye’nin en doğusu, Kars’ta doğa her mevsim bir başka güzellik sergiler. Kışın beyaz örtülere bürünen kent, baharda ve yazda çiçeklerle donanır. Kars aslında uzak gibi görünür ama uzak değildir.
Taş evleri, geniş caddeleri, kalesi, köprüsü, gravyeri, kaşarı, Çıldır’ı, Ani’si... Biraz daha düşünsem daha neler üşüşmez ki aklıma. Anımsadıkça anlatırım. Ama söylenenlere bakılırsa Kars’ın baharı da, yazı da ayrı bir güzellik sergiler. Doğası rengarenk tablolara dönüşür. Yani en doğudaki bu kentin her mevsimi güzeldir.
Ani, büyük oranda ayakta kalmış olan etkileyici surları, dini ve sivil mimarlık örnekleri ve şehir planlaması ile Ortaçağ kentinin bir özeti niteliğindedir. Ani'de tarih boyunca süren çok kültürlülük buradaki dini ve sivil mimarinin biçimlenmesinde de etkili olmuştur.
Kars ili, Merkez İlçesi sınırları içinde, Türkiye ve Ermenistan sınırında yer alan Dünya Miras Listesine alınan Ani Arkeolojik Alanı, Erken Demir Çağından 16. yüzyıla kadar yerleşimin sürekli olduğu, Orta Çağ’ın şehircilik, mimarlık ve sanat açısından gelişiminin tüm zenginlik ve çeşitliliğinin bir arada görüldüğü çok kültürlü bir İpek Yolu yerleşimidir. 961 yılında III. Aşot (953-977) başkentini Ani'ye taşıyarak burada büyük bir kentin inşasına başlamıştır.
Ani Antik Kent ve Ani Harabeleri, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır. Yılın her mevsimi yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisine sahiptir. Zengin bir tarihe sahip Ani Harabeleri aynı zamanda “Medeniyetler Beşiği”, “Binbir Kilise” “Dünya Kenti” ve “40 Kapılı Şehir” olarak da adlandırılmaktadır.
90'larda yaşanan Ermenistan depremi ile ağır hasar gören Büyük Katedral ile örenyerindeki bir başka yapı olan Aziz Prkicth veya diğer adıyla Keçel kilisesi’de Yıldırım düşmesiyle yarısını kaybetmiş olan Keçeli kilisesi yine de hala ayaktadır.
Ani Harabeleri, 961 ile 1045 yılları arasında Pakraduni Hanedanlığı'nın başkenti olmuştur. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, farklı kültürlerin çeşitli izlerinin bulunduğu özel yerlerden biridir. Bir başka önemi de Kafkaslardan Anadolu'ya ilk stratejik bir geçiş kapısı olmasıdır.Ani; Kordoba, Bagrat, Byzantion gibi krallılara asırlarca beşiklik etmiş kozmopolit bir metropoldür aslında. Bunu şehrin göbeğinde kurulan büyük Pazar yerlerinden anlamak da mümkündür. Ortaçağ'ın en büyük ticaret merkezi olduğu düşünüldüğünde metropol tanımlamasının yerinde olduğu yadsınılamaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Antik çağın Amasyalı coğrafyacısı Strabon’un, buradaki antik şehrin adının Chorzene olduğunu yazdığı öne sürülse de, “Coğrafya” adlı eserinde böyle bir cümleye rastlamadım. İmparator VII. Konstantinos Porphyrogennetos, Bizans idaresi üzerine yazdığı eserinde buradan Kars ismiyle söz etmiş. Ortaçağın Ermeni vakanüvisleri ise buraya Karutz demişler. Kentin adının Gürcüce, “kapı kenti” anlamına gelen “Kariskalaki”den türediğini öne süren kayıtlar da var. Varsayımların hepsi birbirinden akla yakın. Kars’ın, onuncu yüzyılın ikinci bölümünde, Kral I. Abas Bagratuni tarafından başkent yapması ve ondan sonra öneminin artmış olması ise tüm tarihçilerin birleştiği ortak nokta.
Ani Harabeleri Tarihi ve Geçmişi
Ani Harabeleri, 961 ile 1045 yılları arasında Pakraduni Hanedanlığı’nın başkenti olmuştur. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, farklı kültürlerin çeşitli izlerinin bulunduğu özel yerlerden biridir. Bir başka önemi de Kafkaslardan Anadolu’ya ilk stratejik bir geçiş kapısı olmasıdır. Ayrıca İpek yolu üzerinde bulunduğu için dönemin zengin kentleri arasında bulunmuştur.
Surlarla çevrili Ani’de, Bagratuni Ermenileri, Bizanslar, Gürcüler ve Osmanlılardan birçok kalıntı günümüze kadar gelmiştir. Bunlardan bazıları 40 tane kilise, şapel ve anıt mezar kalıntılarıdır. Ani Harabeleri‘ ni çevreleyen surlar Bagratuni Hanedanlığı tarafından savunma amacıyla yapılmıştır.
Ani Harabeleri, 4500 metre surlarla çevrili 78 hektarlık bir platodur. Bölge, en parlak dönemini 10. ve 11. Yüzyıllarda 3. Aşot, 1. Simbat ve 1. Gagik dönemlerinde yaşamıştır. Bagratlı Ermeni Krallığı’nın başkenti, aynı zamanda tarihi İpekyolu’nun önemli bir durağı olmuştur. Bu dönemde katedraller, saraylar, kiliseler, çarşı ve köprüler yapılmıştır. En önemli yapılar, Büyük Katedral, Aziz Prkitch Kilisesi, Kral Gagik Kilisesi ve Rahibeler Manastırıdır. Dönemin kendine özgü mimarisi ile inşa edilmiş yapılardır.
Ani Harabeleri'nde yer alan yapılar arasında; İpek Yolu Köprüsü, Tigran Honents Kilisesi, Aziz Prkich (Halaskar) Kilisesi, Kral Gagik Kilisesi, Çoban Kiliesi (Hovui Ekeghetsi), Aslanlı Kapı, Ateş Tapınağı, Küçük Hamam, Yıkık Minare ve Ebu'l Muammeran Camii, Selçuklu Kervansarayı, Ebu'l Menuçehr Camii, Mağaralar ve büyük saray yer alır.
Ani Harabeleri, yoğun olarak Ermeni, Gürcü ve Selçuklu mimarisine ait yapılarla doludur. Birçok kanlı savaşa şahit olmuş bölge, Ermeni – Bizans, Bizans – Selçuklu Savaşları‘ nda zarar görmüş olsa da 1319 depreminde ağır hasar görmüştür. Depremden sonra Selçuklu Hükümdarı Timur tarafından ele geçirilmiştir. 1535’de Osmanlı ve İran savaşında kent tamamen terk edilmiştir.
1877-78 yıllarında Osmanlı-Rus savaşında bölge Rusların eline geçmiştir. Birinci Dünya Savaşı’ ndan sonra Osmanlılar yeniden ele geçirmiştir. Sonrasında Ermenilerin eline geçmiş ve bölgede Ermenistan Cumhuriyeti kurulmuştur. 1920 yılında Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına dahil edilmiştir.
Ani Harabeleri, 4500 metre surlarla çevrili 78 hektarlık bir platodur. Bölge, en parlak dönemini 10. ve 11. Yüzyıllarda 3. Aşot, 1. Simbat ve 1. Gagik dönemlerinde yaşamıştır. Bagratlı Ermeni Krallığı’nın başkenti, aynı zamanda tarihi İpekyolu’nun önemli bir durağı olmuştur. Bu dönemde katedraller, saraylar, kiliseler, çarşı ve köprüler yapılmıştır. En önemli yapılar, Büyük Katedral, Aziz Prkitch Kilisesi, Kral Gagik Kilisesi ve Rahibeler Manastırıdır. Dönemin kendine özgü mimarisi ile inşa edilmiş yapılardır.
Gökçen Saliha Ünal