Tweet |
ÜÇ PITIRCIK
Kuşadası’nda belediye başkanlığı yapmış,
üç eski başkan, siyasetin uzun yolculuğunda
erken biten üç biçare.
Zamanında umut olan rüzgar gülleri.
Belediye makamını kullanamayan üç serçe yürek.
Kuşadası’nı ayağa kaldıracaklarını söyleyen
üç kişilik sokak orkestrası…
Üç eski başkan, üç iş bilmez acemi
Kuşadası’nı sevdiklerini söyleyen üç zavallı.
Ellerinde bulunan imkanları ve makamları
bitmeyecek, 5 yıl geçmeyecek zannettiler.
Görevlerinin halka hizmet olduğunu unuttular.
Vatandaşla dalga geçtiler, yalan söylediler.
Kandırdıklarını düşündüler..
Üç eski başkan, erken sönen üç baloncuk.
Verdikleri sözleri unutan, vatandaştan kaçan
üç küçük küheylan!
Seçmene umut vaat ettiler.
Seçildikten sonra unutuverdiler.
Biz bu işin sinüsünü, kosinüsünü iyi biliriz dediler.
Ama tanjanı kotanjanı unuttular
Seçmene, “dönjem ben sana” dediler.
Dönmediler. Seçmen onlara öyle bir döndü ki.
Feleklerini şaşırdılar.
Sahte kavga verdiler, namussuz düzene karşı!
Bu toplumu, kandıracaklarını sandılar.
Üç eski başkan üç korkak yürek.
Üç bitmiş cigara...
Ucuz tükenmez kalemlerle yazdılar kaderlerini.
Bu şehre hizmet etmeyenleri, bu halk, gereken
dersi sandıkta hep vermiştir.
Ama onlar bu şehre hiç bir şey vermedi,
Hiçbir şey sebepsiz yaşanmamıştır.
O üç eski başkan tüm güçlerini 31 Mart’ta
AKP’de birleştirmiş olsa da,
şimdiki başkanın seçilmesini engelleyemedi.
Üç solmuş pıtırcık, üç kokmayan gül,
Tarihin tozlu raflarında yerlerini çoktan aldılar.
Şimdi çıkmışlar, güya muhalefet yapacaklarmış.
Neyin muhalefetini yapacaksınız?
Kuşadası’nın 20 yılını çaldınız.
Turizm kentini köye çevirdiniz.
Bence siz gidin, torun, tombalak bakın.
İnanın çok daha faydalı olursunuz,
ÜÇ SÖNMÜŞ PITIRCIK…