Tweet |
AFRODİSİAS...
"Tüm Asya’dan kendime bu kenti seçtim"
Roma İmparatoru Augustus unvanını alan Küçük Octavian, aşkın kenti için böyle söylemiş.
"Dünya üzerindeki en güzel ses,
sana aşık olan bir kadının sesidir…”
Jean de la Bruyere nin
dediği gibi bu kentin sesi Afrodit ' in sesidir, geçmişten günümüze seslenen..
Özdemir Asaf' ın
"Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç
Sana diyeceklerim söylemekle bitmez
Yıllardır yaşamımdan çaldığım zamanlar,
Adına düğümlendi.
Bana yaşadığın şehirleri aç
Başka şehirleri özleyelim orada seninle
Bu evler, bu sokaklar, bu meydanlar
İkimize yetmez”
dizeleriyle anlattığı,bir şehirle aşkı anlatmaya çalıştığı bu şehir miydi bilinmez ama..
Turgut Uyar'ın durmak istediği çağ burda olmalı..
"Hasret bir şey değil,
Elagözlüm
Ömrümüz böyle olmamalıydı
Hep aşkta durmalıydı çağımız."
Burası Afrodit'in kalbinin attığı yer, salına salına dolandığı topraklar..
Aydın, Karacasu..
Ara Güler'in bir baraj açılışı için 1958' de gelip, Aydın Geyre'de kaybolması üzerine karşılaştığı tarihi kent...
Afrodisias veya Afrodisyas (Grekçe: Ἀφροδισιάς, romanize: Aphrodisiás), Tanrıça Afrodit'e adanmış birçok eski çağ kentinin ortak adı.
Aşk ve güzellik tanrıçası Afrodisyas ın kenti.
Aşkın kenti.
Ara Güler’in bu antik kentle ilgili fotoğraflarının yer aldığı "Aphrodisias Çığlığı" adlı kitabının ön sözünün son satırları şöyle biter;
“Bugün Hipodroma gider ve güneş batarken orada bulunursanız, bu taşların üzerine bir garip akşam güneşinin düştüğünü görürsünüz. Işık giderek sararır, koyulaşır; geçmişe düşen bu ışık sizi düşündürür, belki de geçmişten size haber verir.”
Afrodisyas, ülkemizin tarihi, kültürel ve arkeolojik açıdan en kımetli varlıklarımızdandır
Aydın ili, Karacasu ilçesi, Geyre Mahallesi sınırları içinde yer alan Aphrodisias Antik Kenti, Menderes (Meander) Irmağı'nın bir kolu olan Dandalaz (Morsynus) Çayı'nın oluşturduğu bereketli vadide, denizden yaklaşık 600 metre yükseklikte bir plato üzerinde yer almaktadır.
Antik kentin en dikkat çekici yerlerinin başında; Afrodit Tapınağı, Tetrapylon denilen Afrodisias Tapınağı’nın kutsal alanına girişi sağlayan anıtsal kapı, yaklaşık 7000 kişilik oturma kapasitesine sahip ve iki bölümden oluşan antik tiyatro ve tiyatronun doğusundaki sütunlu meydan Tetrastoon geliyor. Bunların yanı sıra şehrin meydanlarında İon düzenindeki revakları süsleyen tanrı, kahraman, sade vatandaş, köle, asker ve atlet gibi tiplemeleri temsil eden maske ve griland frizleri, dönemin en çok sevilen mimari bezemeleri olarak oldukça ilgi çekici eserler arasında yer alıyor.
Roma İmparatorluğu’nun Yunanca konuşulan bölgelerinde, Roma İmparatorlarına tanrı olarak tapıldığından, bu amaçla imparatorlara ait kutsal alan olarak yapılmış Sebasteion yapıtı, kamusal alan olarak kullanılan Güney Agora, Hadrian Hamamı ve Bouleuterion’u (Meclis Binası) dolaşırken zaman yolculuğuna çıkmış gibi hissedebilirsiniz kendinizi.
Roma İmparatorlarının şehri olan Afrodisias, Milattan sonra 3. yüzyılda Karya Eyaletinin başkenti olduğu görülmektedir. Milattan sonra 4. yüzyılda etrafı surlarla çevrildi. Fakat 2 asır sonra yavaş yavaş itibarını kaybetmeye başlamıştır.
Antik dönemde burası, Karia ülkesinin sınırındaydı. Tarihi bronz çağına kadar gitse de, günümüze kalan kalıntıların çoğu Roma imparatorluk dönemi ve erken Bizans dönemine aittir.
Özellikle Roma imparatorluk döneminde beyaz mavimsi mermerinden yapılan ve estetik değeri yüksek heykelleri ile nam salmıştı. Öyle ki, Aphrodisias heykeltıraşlarının elinden çıkmış mermer heykeller, Yunanistan ve İtalya gibi ülkelerde yapılan kazılarda da bulunmuştur. Aphrodisias heykel okulu, antik dönemin en iyilerinden biriydi. Günümüzde o yüksek estetik duygusu ile Aphrodisiaslı sanatçıların elinden çıkmış çok sayıda kaliteli mermerden yontulmuş eserlere ev sahipliği yapan bu ören yeri, Türkiye’nin Antik Yunan ve Roma dönemlerinden kalmış yerler arasında, en zengin olanıdır. Bir zamanlar Geyre köyü bu zengin kalıntıların içindeydi.
2004 yılında uzmanlardan oluşan jüri tarafından “En İyi On Antik Kent” listesinde yer alan Afrodisias Ören Yeri, UNESCO’nun 2017 yılında Dünya Miras Listesi’ne de kaydedilmiştir.
Afrodisias Antik Kenti kazılarıyla adı özdeşleşen
Profesör Dr. Kenan Erim Afrodisias Kenti'ni kültürel hafızamıza kazandırdı. Afrodisias deyince hocamızdan söz etmemek mümkün değil. Bu antik kentin ker adımında emeği olan hocamızı saygıyla amıyoruz.
Ömrünü Afrodisias Antik Kenti’ne adayan arkeolog: Kenan Erim..
İstanbul'da 13 Şubat 1929'da doğan Kenan Erim, diplomat babası Tevfik Erim'in görevi dolayısıyla gittiği ABD'de klasik arkeoloji eğitimi aldı.
Lisans eğitimini New York Üniversitesinde, yüksek lisans ve doktora eğitimini de Princeton Üniversitesinde tamamlayan Erim, araştırmalarını, ilk kez 1904'te Fransız mühendis Paul Gaudin tarafından kazılan Afrodisias Antik Kenti üzerinde yoğunlaştırdı.
Yurda dönen Erim, 1961'de antik kentteki modern arkeolojik çalışmaların başlamasına öncülük etti.
Ömrünün sonuna değin Afrodisias Kazı Heyeti'ne başkanlık eden Erim, buradaki antik tiyatro ile 30 bin kişilik dev stadyumu ortaya çıkardı.
Erim'in en çok önem verdiği yapı ise, Tetrapylon Anıtsal Kapısı oldu. Erim, birkaç sütun dışında geri kalanı toprak altında olan yapıyı Avusturyalı mimarlar ve Türk arkeologların desteğiyle yeniden ayağı kaldırdı.
Antik kentteki en görkemli yapı olan anıtsal kapının açılışı, 1990'da dönemin Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal tarafından yapıldı.
Açılıştan üç hafta sonra 3 Kasım'da hayatını kaybeden Erim'in cenazesi, vasiyeti üzerine "Sevgilim" dediği Afrodisias'taki Tetrapylon Anıtsal Kapısı'nın yanında toprağa verildi.
Erim'in mezar taşına, "30 yılını bu antik kentin ortaya çıkarılmasına adayan arkeolog" ifadeleri kazındı. Erim'in kişisel eşyaları ve fotoğrafları da Afrodisias'ta görülebiliyor.