Bugun...


SALİHA ÜNAL

facebook-paylas
PRİENE ANTİK KENTİ ,SÖKE,GÜLLÜBAHÇE...
Tarih: 18-08-2019 12:44:00 Güncelleme: 18-08-2019 12:44:00


Priene Antik Kenti, Miletos’da (Milet) olduğu gibi Miletoslu şehir planlamacısı Hippodamos’un “ızgara planlı şehircilik” sistemi uygulanmıştır.

En önemli yapıları arasında Demeter Tapınağı, Athena Tapınağı, tiyatro, agora, Zeus Tapınağı, bouleuterion, Yukarı Gymnasion, Aşağı Gymnasion, Mısır Tapınağı, Büyük İskender'in evi, Bizans klisesi, nekropol ve konut alanları sayılabilir. 5000 kişilik kapasiteye sahip tiyatro M.Ö. 350 yılında inşa edilmiştir.Söke’nin 15 km güneybatısında kurulan antik kent, 370 metre yükseklikteki sarp kayalık arazide yer almasından dolayı denizden ve çevreden gelebilecek saldırılara karşı tarih boyunca avantaj sağlamıştır.

Belus'un oğlu Aegyptus yönetiminde İyonlar tarafından kurulduğu kabul edilir. Şehir sonra Lidyalı Ardys tarafından alınır. MÖ 6. yüzyılın ortalarında şehrin "Bilge"si Bias yönetiminde, şehir tekrar canlandı ve zenginleşti. MÖ 545 yılında Pers Kralı Cyrus (Kurash) tarafından ele geçirildi. Şehir Perslere karşı İyon Başkaldırısı na (MÖ 499) 12 gemi ile katıldı. Komşusu Samos (Sisam) ile ortaya çıkan anlaşmazlıklar ve Büyük İskender in ölümünün ardından çıkan karışıklar dolayısıyla şehir güçsüzleşti. Roma 155 yılında şehri, Bergama (Pergamon) ve Kapadokya krallarının elinden kurtarmak durumunda kaldı.

Şehir, 4. yüzyıl da tekrar kuruldu. Şehrin yeni planı, yolların birbirini dik açı ile kestiği bir dikdörtkendir. Bu plan günümüzün modern şehir planı Grid in öncüsünü oluşturur. Şehrin üzerine kurulduğu dik yamaç güneye bakar. Şehrin Akropolis'i 230 m yukarıdadır. Şehir güvenlik kuleleri olan 2 metre kalınlığında taş duvar ile çevrilidir. Şehre giriş, üç ana kapıdan yapılır.

Akropolisin aşağısındaki yamaçta Demeter tapınağı bulunmakta idi. Şehrin, 7 m genişliğinde doğu-batı doğrultusunda altı ana yolu ve buları dik kesen genişliği 3,5 m olan 15 tali yolu vardır. Şehirdeki tüm kavşaklar arasındaki mesafe aynıdır. Dolayısıyla şehir 80 eşit alanlı bloğa ayrılmıştır. Özel evler, her bloğa sekiz ev seklinde düzenlenmiştir. Şehirde temiz su ve kanalizasyon yapıları açıkça görülebilir. Priene evleri ile eski Pompei evleri arasında benzerlikler vardır. Athena Polias tapınağı, şehrin bati yarısında, ana yolun kuzeyinde yüksek bir terasa kurulmuştu. Yüksek bir isçiliğin eseri bir merdivenle çıkılan bu tapınak ön yüzünde 6 kolonu bulunan (hexastyle) bir yapıya sahiptir. Tapınağın mimarı aynı zamanda Dünyanın Yedi Harikasından biri Mausoleum'un da mimari Pytheos'tur. 1870'te Athena heykelinin kaidesinin altında, Kapadokya tarafından yapılan restorandan kalması olası, Orophernes resimli gümüş yirmi-drahmiler ve bazi mücevherler bulunmuştur. (Büyük bir olasılıkla Dilettanti Sosyetesinin kazıları sırasında.)

Ana yolun bir yanında, yüzü yola bakan bir seri toplantı binaları diğer yanında ise güzel bir alışveriş merkezi vardır. Kuzeyde, Belediye binaları, Roma tipi gymnasium ve iyi korunmuş bir tiyatro vardır. Şehir planının ortasındaki tüm yapılar gibi, Isis ve Asclepius tapınakları tamamen harap haldedir. Büyük bir stadyum, şehrin en alçak yerinde, güneyde duvarların içinde kurulmuştu ve İyon zamanından kalan gymnasium ile bağlantısı vardı.

Priene hakkındaki bilgilere tarihte ilk kez MÖ 7. yüzyıldaki antik kaynaklarda ulaşılan bilgilere göre, Priene Antik Kenti’nin MÖ 2. yüzyılda kurulduğu düşünülüyor. İyon uygarlığının bir parçası olan Priene, aralarında Efes ve Milet’in de olduğu 12 İyon şehir devletinden biri.

Miletli mimar Hippodamus tarafından geliştirilen ‘grid sistemi’ Priene’nin isminin dünyaca tanınmasında en önemli etken olmuştur.. Dünyada şehir planlamasının öncüsü olarak da kabul edilen "grid sistemi", ızgara biçimli kent planı anlamına geliyor. Priene’de genellikle 3.5 metre genişliğe ulaşan şehir sokakları, eğimli arazi nedeniyle merdivenli olarak inşa edilmiş.

Priene Athena Polias Tapınağı’nın inşaasına M.Ö.350-340 yıllarında Mimar Pytheos tarafından başlanmış ancak tapınak Büyük İskender’in şehre hediyesi olarak onun bağışları ile yaptırılmıştır. Tapınağın hemen yanında batı tarafta bulunan M.Ö.2.yy’a ait arkeolojik kalıntılara göre özellikle ekonomik nedenlerden dolayı tapınağın yapımı tamamlanamamış ve Prens Orophernes’in bağışlarıyla M.Ö.158-157 yıllarında tapınak tamamlanabilmiştir.

Athena Polias Tapınağı,İon düzeninde, 6x11 sütunlu, Peripteros planlı tapınakların İonya’daki en güzel mimari örneklerinden birisidir . Pytheos bu tapınakta kullandığı ölçüleri bir kitapta toplayarak yayınlamıştır.

Deniz ticareti ile zenginleşen şehrin Naulokhos adını taşıyan limanı, Büyük Menderes Nehri’nin taşıdığı alüvyonlar ile dolarak Büyük Menderes Ovası’nın toprakları altında kalmış. Limanın verimli topraklarla dolmasıyla şehrin önemi de büyük ölçüde ortadan kaybolmuş. 2. yüzyılda tamamen terk edilen Priene Antik Kenti’nde çok sayıda önemli mimari yapı bulunuyor.

Priene Ören Yeri‘nin en önemli yapıları arasında Demeter Tapınağı, Athena Tapınağı (MÖ 4. yüzyıl), 5 bin kapasiteli antik tiyatro, agora, Zeus Tapınağı, bouleuterion (MÖ 150), Yukarı Gymnasion, Aşağı Gymnasion, Mısır Tapınağı, Büyük İskender’in evi, Bizans klisesi, nekropol ve konut alanlarını saymak mümkün.

Priene Antik Tiyatrosu 5 bin kişilik kapasitesi ile MÖ 350 yılında inşa edilmiş. Tanrıça Athena adına, şehre en hakim noktada inşa edilen Athena Tapınağı’nın önünde Athena’nın altın ve fildişinden yapılan heykeli de şehrin en önemli sembollerinden. Günümüzde Athena Tapınağı’nın sunak bölümünün bir kısmı görülebiliyor.

Priene Antik Kenti’nin biri batıda, diğer ikisi doğuda olmak üzere 3 giriş kapısı bulunuyordu. Kentin ana giriş kapısı olan Doğu Kapısı, taşlı kaldırımlı uzun bir yokuş yoldan sonra ulaşılan tiyatro sokağının kuzey doğusunda yer alıyor.

Kentin dokusunu hissetmek ve zamanda yolculuk hissini yaşamak için 1986 yılında Hoepfner ve Schwandner tarafından hazırlanan rekonstrüksiyona bakmak gerek. Kentteki tüm mimari yapıların konumları ve şehir planını ortaya çıkaran bu çizim, kentin atmosferini hissettiriyor.

Kapadokya kralının asi oğlu Orophernes, Romalıların şehri alması ile Priene’ye gömdüğü hazinesine ulaştı ve adak olarak şehirdeki Athena tapınağını onardı. Roma ve Bizans yönetimi altında zengin bir şehir olarak kaldı. M.S. 13. yüzyılda şehir Türklerin eline geçti.

İngiliz sanat ve eski eser ticareti yapan ve Francis Dashwood tarafından kurulan Dilettante Sosyetesi 1765 ve 1868 de, taraçalanmış planlı şehrin kalıntılarını araştırma ile görevli bir grup gönderdi. Bu grubun çalışmaları ve daha sonra Berlin Müzesinden Theodor Wiegand (1895-1899) ın çalışmalarından sonra şehrin tamamen soyulduğu ve harap edildiği görülüyor.

 





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI