Bugun...


SALİHA ÜNAL

facebook-paylas
PENCERESİZ KALDIM ANNE
Tarih: 04-11-2023 12:13:00 Güncelleme: 04-11-2023 12:13:00


PENCERESİZ KALDIM ANNE

"Penceresiz Kaldım Anne"  cümlesinin belkide vücut bulmuş hali o..

O yalnız bir güzel.. Kayaköy..

Öyle güzel ki..

"Akşamın karanlığından peydahlanan hüzün ,

Hoş geldin solumun sızısına..

Çek tabureyi otur bakalım ;

Ben konuşurum Sen dinle ..

Ya da olmadı, yasla başını omzuma ,

didelerimden akanları kucakla..

Damla damla yalnızlıklarım ,

sırtımda kamburlaştı ..

Duvarlar , içim de biriken sözlere"

Fırat Yetiş

Kayaköy'e "Hayaletköy" demişler ama benim bu güzelliğe Hayalet demeye  gönlüm razı gelmiyor, dilim varmıyor.

Kayaköy, yaşanmışlığın, dostluğun, mozaiklerin, el ele duruşun fotoğrafı.

Binlerce yıl ötesinden bize ders verir gibi durmuyor mu?

Bir öyküsü var belli, o öyküyü anlatmıyor mu bakışlarıyla..

Binlerce yıl önce vardım, yaşadım, güzel günlerim oldu, acı günlerim de.. diye seslenmiyor mu?

Fırat Yetiş'in dediği gibi en çok ben terkedildim demiyor mu?

Terkedildim..Şimdi evlerimin kapısı yok, penceresiz kaldım, eksildim..

Ben yalnızlığın senfonisiyim diyor..

Yalnızlık hiç bu kadar güzel gelmemiştir insana

Yalnızlık hiç bu kadar yakışmamıştır bir coğrafyaya..

Hala varım işte burdayım diyor..!!

Muğla’nın Fethiye ilçesinde üzerinde kesintisiz yaşam katmanları oluşmuş Levissi diye bilinen Kayaköy’ün şu andaki hali de geçmişte yaşanan hikayesi de son derece hüzünlü. 1. Dünya Savaşı’nın zor süreçlerinde bile Rumlar ve Türkler, burada fazla sürtüşme olmadan yaşamalarına rağmen, komşuları ve doğup büyüdükleri topraklardan ayrılmaları son derece zor olmuş. Gidenlerin yeri dolmayınca bir asra yakındır “Hayalet Köy” olarak anılan Kayaköy’ün hüzünlü bir hikayesi  terkedilişin coğrafyaya vuran suretinde gizlenmiş.

Likya Uygarlığı kentlerinden olan Karmylassos, yani Kayaköy'ün geçmişinin MÖ. 3 binlere kadar uzandığı varsayılıyor. Karmylassos uygarlığından sadece kaya mezarları ve lahitler günümüze kadar gelebilmiş.

Günümüzdeki Kayaköy yapıları, 19'uncu yüzyıldan sonraki tarihin izlerini taşıyor. Osmanlı Dönemi'nde Rumlar Karmylassos şehrinin kalıntılarına can vermek için buraya yerleşmeye karar vermiş. Yeniden ayağa kalkan bu yerleşim yerini de Levissi ismi ile anmışlar.

Aile kökenleriyle birlikte eski bir Kayaköylü Gazeteci Yazar Işık Taban, Kayaköy'de geçen yaşantıyı, insanların birbirlerine olan saygı ve sevgisini bire bir yaşadığını söyledi. Taban, Kayaköy'deki Rum ve Türklerin ailelerle ilgili, “Güneşi penceremde bıraktım” kitabının da yazarı. “Pencerelerinde umutlarını, anılarını, aşklarını, acılarını bırakarak gitmek zorunda kalan herkese…” diye başlayan kitabında bir kentin sadece cadde, sokak ve binalardan oluşmadığını anlatmış. Kayaköy'de aslında insanların küçük, büyük diye ayrılmadığını, ayrılamayacağını yaşanmış öykülerle dile getirmiş. Burada yaşayan bir insanın yedi yaşıyla yetmiş yaş arasındaki farkın, okuduğu kitaplar, tanıdığı insanlar, sevdikleriyle geçirdiği zaman ve biriktirdiği anılar olduğunu dile getirmiş. Köyde bütün yaşanmış gerçeklerin insanın burnunu sızlattığını anlatmış ve demiş ki “Kayaköy sevgisi göstermelik olamaz.

TARİHİ BOYUNCA ÇOK İYİ ANLAŞAN İKİ ULUS

Işık Taban, Rum ve Türklerin dostça yaşamayı başarmış iki ayrı ülke insanı olduğunu belirterek “Bağlarım orada. Antik Likya'ya kadar giden, yaklaşık 4 bin yıllık geçmişi olan bir yer. Bu arada üzerinde kesintisiz yaşam katmanları oluşmuş çok değerli Levissi diye bilinen bir yer. Levissi'de genelde Rumların oturduğu yamaçlardaki kesim ile Kayaçukuru diye bilinen Kaya Ova yerleşim alanında da genelde Müslümanların oturduğu, tarımla uğraştıkları biliniyor. Burada kadim kültürünü ortaya koyarak bu kültürün verdiği olgunlukla da aralarında pek fazla bir sürtüşme olmamış. Sadece İzmir'in işgali sırasında tatsız, ‘Şımarıklık' denilebilecek ölçüde bir hadise yaşanmış. Çok can yakan bir şey değil” dedi.

İZMİR'İN İŞGALİ RUMLARI ŞIMARTINCA

Işık Taban, İzmir'in işgali sırasında birkaç kendini bilmez Rum'un hava atmaya kalkışmasını o süreçte rahmetli dedesinin babası Hacı Yusuf'un nasıl bastırdığını şöyle anlattı:

“Mavri Mira Cemiyeti üyesi gençlerden bir kaçı Barba Dimitri'nin avlulu kahvesinde iyice kafaları çektikten sonra, Kuyubaşı'na doğru nara atarak yürüyüşe geçip havaya silah sıkmışlar. Kayaköy'de dönemin karakol komutanı, dedemin babası olan Hacı Yusuf (Karaören), ‘Mayıs' isimli atına atlayıp, yanına da Abdullah Çavuş'u da alarak mavzerini havaya ateşleyerek Kuyubaşı Meydanını dolaşması şımarıklığın yatışması için de yetmiş zaten. Bunun dışında bölgede öyle başka bir sürtüşme olmamış.”

1922 yılında köyde yaşamını sürdüren Rumların nüfus mübadelesi nedeni ile Yunanistan'a göç etmesi ile birlikte Yunanistan'dan gelen Türkler de bu bölgeye yerleşmiştir. Ancak bölgede ki evlerin Türklerin yaşam standartlarına uygun olmaması nedeni ile yıllardır köyün boş kaldığı bilinmekte... Kayaköy tüm güzelliği ile orada yaşamaya devam ediyor.





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI