Bugun...


SALİHA ÜNAL

facebook-paylas
DAHA DÜN SEZAR IN BİR SÖZÜ DÜNYADAN DAHA AĞIR BASARDI
Tarih: 22-10-2023 21:49:00 Güncelleme: 22-10-2023 21:49:00


DAHA DÜN SEZAR IN BİR SÖZÜ DÜNYADAN DAHA AĞIR BASARDI

 

"Çekmecesinde buldum,

vasiyetnamesi Sezar’ın,

Bunları halka okusam, ki hoş görün,

Hiç okumak niyetinde değilim..

Bir okusam bunları, halk doğru gider.

Yaralarını öperdi ölmüş Sezar’ın.

Mendillerini boyardı kutsal kanına.

Ne kanı, tek kılını dilenirdi saçlarının.

Anmak için Sezar’ı ve ölürken de..

Değerli bir miras diye bırakmak için

Çocuklarına."

Marcus Antonius

 

Tarihi Değiştiren Konuşmalar, Ali Çimen

Tarihteki en etkili konuşma olarak kabul edilen ve Sezar ın katlinin ardından yaptığı bilinen Marcus Antinous un konuşması..

Dostlar, Romalılar, vatandaşlar, beni dinleyin: Ben Sezar'ı gömmeye geldim, övmeye değil.

İnsanların yaptıkları fenalıklar arkalarından yaşar, iyilikler çok zaman kemikleriyle beraber gömülür; haydi

Sezar'ınkiler de öyle olsun. Asil Brutus size Sezar'ın haris olduğunu söyledi; eğer böyleyse, bu ağır bir suç.

Sezar da onu pek ağır ödedi. Şimdi burada Brutus'la diğerlerinin izinleriyle, çünkü Brutus şeref sahibi bir zattır; zaten hepsi, hepsi şerefli kimselerdir, evet müsaadeleriyle burada Sezar'ın cenazesinde söz söylemeye geldim.

O benim dostumdu, bana karşı vefalı ve dürüsttü; lakin Brutus haris olduğunu söylüyor ve Brutus şerefli bir zattır.

Sezar Roma'ya birçok esir getirdi, devlet hazinelerini bunların kurtuluş akçeleri doldurmuştu. Acaba Sezar'da hırs diye görülen bu muymuş? Fakirler ne zaman ağlasa, Sezar'ın gözleri yaşarırdı; hırs daha sert bir kumaştan olsa gerek. Fakat gene Brutus onun için haristi diyor; Brutus da şerefli bir adamdır.

Siz hep gördünüz, Luperkalya yortusunda ben kendisine üç defa kırallık tacı sundum, üç defasında da reddetti; hırs bu muymuş? Gene Brutus, haristi diyor. Ve şüphesiz kendisi şerefli bir adamdır. Ben Brutus'un dediklerini çürütmek için söz söylemiyorum, buraya bildiklerimi söylemeye geldim. Bir zamanlar siz onu hep severdiniz, bu sebepsiz değildi; öyleyse sizi ona yas tutmaktan alıkoyan nedir? Ey izan! Sen hoyrat hayvanlara sığınmışsın, insanlar da muhakemelerini kaybetmiş. Beni affedin. Kalbim tabutun içinde, şurda, Sezar'ın yanında, tekrar bana gelinceye kadar beklemeli.

 

Daha dün Caesar'ın bir sözü

Dünyadan daha ağır basardı.

Şimdiyse serilmiş yatıyor şurada,

Bir dilenci bile eğilmez olmuş önünde.

Ah kardeşler! Ben yüreklerinizi, kafalarınızı

Azdıracak, ayaklandıracak bir insan olsaydım,

Brutus'a da, Cassius'a da kötülük edebilirdim;

Ama, bilirsiniz, şerefli insanlardır onlar.

Onlara kötülük etmek istemem. Bir ölüye,

Kendime ve sizlere zararlı olmam daha doğru

O şerefli insanlara kötülük etmekten.

Ama bir yazı var, Caesar'ın mührü basılmış;

Çekmecesinde buldum; vasiyetnamesi Caesar'ın

Bunları halka okusam, ki hoş görün,

Hiç okumak niyetinde değilim;

Bir okusam bunları, halk doğru gider,

Yaralarını öperdi ölmüş Caesar'ın;

Mendillerini boyardı kutsal kanına.

Ne kanı, tek kılını dilenirdi saçlarının,

Anmak için Caesar'ı ve ölürken de

Değerli bir miras diye bırakmak için

Çocuklarına.

Sabırlı olun dostlarım, okumam doğru olmaz:

Sırası mı şimdi bilmenizin

Sizi ne kadar sevdiğini Caesar'ın?

Odun değil, taş değil, birer insansınız;

İnsan olarak dinleyince de Caesar'ın dileklerini

Tutuşur yürekleriniz, deliye dönersiniz

Bilmemeniz daha iyi,

Her şeyini sizlere bıraktığım.

Bilirseniz, neler, neler olur kim bilir!

Sabırlı olun, bekleyin biraz, ne olur!

Fazla ileri gittim, korkarım,

Size bu vasiyetnameden söz etmekle.

Bir zararım olmasından korkuyorum doğrusu

Caesar'ı bıçaklayan şerefli insanlara;

Korkuyorum gerçekten.

Anlaşıldı, zorla okutturacaksınız bana.

Öyleyse bir halka olun Caesar'ın çevresinde,

Göstereyim size bu dilekleri yazanı.

İnebilir miyim? İzin veriyor musunuz bana?

Yaş varsa gözlerinizde, hazır olun dökmeye;

Bu şalı hep bilirsiniz; ben hiç unutmam

Onu Caesar'ın üstünde ilk gördüğüm günü;

Bir yaz akşamı çadırındaydık:

Nervius'un ordularını yendiği gün.

Bakın şurasından girmiş hançeri Cassius'un.

Şurasını ne hırsla yarmış Casca.

Şurasından o çok sevdiği Brutus bıçaklamış!

Geri çekerken de lanetlik hançerini

Bakın nasıl gelmiş ardından Caesar'ın kanı,

Kapılara fırlayıp anlamak ister gibi

Gerçekten Brutus mu değil mi diye

Böylesine hoyratça vuran.

Çünkü, biliyorsunuz, Brutus

Koruyucu meleğiydi Caesar'ın.

Tanrılar, siz söyleyin nasıl severdi onu!

Aldığı yaraların en acısı bu oldu.

Vurduğunu görünce Brutus'un,

Nankörlük, hiyanetin kollarından beter,

Yıktı bitirdi onu, yarıldı aslan yüreği,

Kapayıp meşlahıyla yüzünü koca Caesar

Düştü Pompeius heykelinin dibine,

Kanlarının oluk oluk aktığı yere.

Ah, o ne düşüştü o, yurttaşlar,

Ben, sen, hepimiz düştük onunla

Ve en kanlı hiyanet geçti başımıza.

Elbet ağlarsınız böyle, duyuyorum içimde

Yüreklerinizin nasıl yandığını.

Rahmet damlaları bu döktüğünüz yaşlar.

Duygulu yürekler, sizleri ağlatan

Yaralı meşlahını görmek mi oldu yalnız?

Bir de şuraya bakın! Bakın, işte kendisi

Delik deşik olmuş ihanet hançerleriyle.

Dostlarım! Canım kardeşlerim! Sizi böyle birden

İsyana sürüklemiş duruma sokmayın beni.

Bu işi yapanlar şerefli insanlardır.

Yazık, bilmem neye kızıp da yaptılar bunu.

Akıllı, şerefli insanlar hepsi;

Elbet, haklı sebepler gösterirler size.

Ben yüreklerinizi çalmaya gelmedim, dostlar;

Ben bir söz ustası değilim, Brutus gibi;

Hep bilirsiniz, ben dostunu seven

Kaba saba bir adamım; bunu bildikleri için

İzin verdiler halkın önünde konuşmama.

Ne zekâm elverir, ne sözlerim, ne değerim,

Etkim, inandırma gücüm yeter

Halkın kanını azdırıp tutuşturmaya.

Ben içimden geleni söylüyorum düpedüz;

Sizin de bildiğiniz şeyler söylediklerim.

Canım Caesar'ın yaralarını gösteriyorum

Şu zavallı, güçsüz, dilsiz ağızları

Konuşturuyorum kendi yerime.

Ama ben Brutus olsaydım,

Ya da Brutus Antonius'un yerinde olaydı,

Öyle bir Antonius olurdu ki,

Akıllarınızı başlarınızdan alır,

Caesar'ın her bir yarasını bir dile çevirip

Roma'nın taşlarını yerinden oynatır,

Ayaklandırırdı sizi.

Dostlar, ne yapacağınızı bilmeden gidiyorsunuz;

Sevgilerinize nesiyle hak kazandı Caesar?

Ah bilmiyorsunuz bunu; şunu söylemeliyim size:

Vasiyet yazısı var dedim, unuttunuz.

İşte vasiyeti, Caesar'ın mühürüyle hem de.

Her Roma yurttaşına, her birine ayrı ayrı

Yetmiş beşer drahmi bırakıyor

Ayrıca Tiber kıyısındaki gezi yerleri,

Kendi bağları, bahçeleri, yeni fidanlıkları

 

Hep size kalıyor, size bırakıyor hepsini,

Size ve mirasçılarınıza dünya durdukça;

Hep birlikte gezip dolaşasınız,

Gidip dinlenesiniz diye oralarda.

İşte buydu Caesar. Bir daha gelir mi böylesi?

Şimdi bırak yürüsün.

Bir kez ayaklandın ya, ey Hınç.

Dilediğin yere git artık!

Kalabalığın öfkesi yön değiştirince, Brutus'la arkadaşları Roma'dan kaçarlar.

Roma'ya gelen Octavius ve Lepidus'la birleşir Antonius. İç savaş başlar.

Bir gece Brutus'un çadırında Caesar'ın hayaleti belirir, «Philippi'de görüşürüz demeye geldim» der ve kaybolur.

Ve Philippi'deki savaşı kaybeden Brutus, kendini öldürerek tutsak alınmaktan kurtulur.

Savaşı kazanan Octavius ve Antonius ondan saygıyla söz ederler.

Yazan: William Shakespeare , 1599

Çeviri :Sabahattin Eyüpoğlu Kitap :Remzi Kitapevi, (Julius Caeser), 1999 (Sf:82)

 

#arthistorian #GökçenSalihaÜnal #cesar #sezar #Antoni





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI