Bugun...



KEHANETİN BİLİCİLİĞİN KENTİ!!!

Didim Apollon Tapınağı

facebook-paylas
Güncelleme: 16-04-2023 22:34:07 Tarih: 16-04-2023 21:44

KEHANETİN BİLİCİLİĞİN KENTİ!!!

KEHANETİN BİLİCİLİĞİN KENTİ!!!

Didyma aslında bir antik kent değil, kutsal bir mahaldir. Miletos’tan gelen kutsal yol ile bağlantıya sahip Didyma bir kehanet merkezidir. Didyma ile ilgili ilk yazılı kaynak Herodot’tur. Herodot M.Ö. 600’lerde Mısır Kralı II. Nekho ve Lidya Kralı Kroisos’un Didyma’daki Apollon mabedine adaklar sunduklarını nakleder. Arkaik devirde çok ünlü olan Apollon’un kutsal yeri Persler tarafından M.Ö. 494’de yakılmıştır.

Didim Apollon tapınağı, Didim, Aydın

Her Antik Kent in bir öyküsü vardır.  O öykünün içinde geçmişten günümüze gelen izler..Eğer harabelerin arasında gezinirken o kenti hissederseniz  size birşeyler anlattığını da anlarsınız..

"Apollon ya da Artemis’in okuyla ölmek ansızın tatlı bir ölüme kavuşmak anlamına gelir.”

Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü

Apollon

Baştanrı Zeus’la Titan Leto’nun oğlu Apollon’un doğum yeri Delos diye geçiyor. Pek çok kent Apollon’un doğum yeri olmak için yarışıyor zamanında ama Azra Erhat, efsanede anlatıldığı haliyle Hera’nın kem gözlerinden uzak, ikizlerini doğurmaya çalışan Leto’ya kucak açan kentin Lykia’daki Patara olabileceğini söylüyor.

Apollon adı, tıpkı kardeşi Artemis’inki gibi Yunanca değil. Adın kaynağına henüz bir açıklık getirilebilmiş değil ama Erhat, Hititler’in tanrısı Apulunas’la ses yakınlığına dikkat çekiyor. Yunanca bir ek adı var: Parlak anlamına gelen Phoibos. Büyükannesi Titan Phoibe’yle bir ilişki kurulmuş olabileceği söyleniyor. Homeros İlyada’da Phoibos Apollon dışında ona, okçu, hedefi vuran ya da gümüş yaylı ve Lykegenes (muhtemelen Lykialı) diye hitap

Didim ya da antik ismiyle “Didyma” şehrine ait en eski yazılar MÖ 500 civarına aittir. Bölgedeki ilk yerleşimin ise MÖ 8 binli yıllara, Neolotik döneme kadar uzandığı düşünülmektedir.

Burası bir şehirden çok kutsal alan olarak kullanılmıştır ve bölgede pek çok tapınak ve manastır inşa edilmiştir. En eski tapınaklara ait kalıntılar MÖ 7. ve 8. yüzyıla aittir. Apollon Tapınağı ise, bu tapınaklar arasında en etkileyici ve bilinenidir.

Apollon, antik dünyanın en büyük üçüncü tapınağı olmasının yanında, dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı’nın da mimari ikizi. Tapınak, milattan önce altıncı yüzyılda Zeus’un oğlu ve Ay Tanrıçası Artemis’in ikiz kardeşi Apollon adına, Branhid kahinleri için yapılmış. M.Ö. 494'te Persler tarafından tahrip edilen, Büyük İskender, Seleukhoslar, Bergamalılar ve Romalılar zamanında yeniden kurulan ve eklemeler yapılan Apollon Tapınağı, antik dünyanın en ünlü kehanet merkeziydi.

Kehanet turizmi”nin en meşhur adasından önce de Anadolu’nun Ege ve Akdeniz kıyılarında Apollon’un bilicilik merkezlerinin dizili olduğu biliniyor: Didyma, Troia’daki Thymbra’lı Apollon (Helenos’la Kassandra’yı esinlediği yer), Erythrai (Ünlü bilici Sibylla), Patara, Xanthos… Apollon gibi, kehanet de Apollon’la birlikte Anadolu’dan batıya doğru yayılmış olabilir pekala.

Azra Erhat bu konuda ısrarcı: “Homeros’tan Roma çağından sonraki Kommagene krallarının zamanına dek hep aynı Anadolulu tanrıdır Apollon.”

Söylenceye göre, Tanrı Apollon bir gün Didyma yöresinde çobanlık yapan Brankhos'a rastlar. Onun saf ruhundan ve naif yaklaşımından etkenir. Apollon, ona biliciliğin (yani kehanetin) sırlarını öğretir. Öğrendiklerini insanlara aktarmayı amaçlayan çoban Brankhos ise, bugünkü Apollon Tapınağı'nın bulunduğu yerdeki defne ormanı ve su kaynağının hemen yakınına tanrısı Apollon adına ilk tapınağı kurar. Zamanla  Brankhos soyundan gelenler 'Brankhidler' olarak anılmıştır. Bu soydan gelenler çok uzun yıllar boyunca Apollon Tapınağı'nın yöneticiliğini yapmışlardır. Bundan dolayı 'Didyma' asırlar boyu; 'Brankhidai', yani Brankhidler Ülkesi adıyla da anılmıştır.

Kazıbilimcilerin Ege'deki cennetlerinden biri olan Apollon Tapınağı, Apollo'nun kız kardeşinin adına yapılan Efes'teki Artemis Tapınağı'nın bir benzeri olarak inşa edilmek istenmişti. Sonuçta onlar ikiz kardeşti ve tapınakları da birbirinin aynısı olmalıydı. Eğer antik çağ mimarları bu amaçlarına ulaşabilmiş olsalardı, günümüzde belki de aralarında Didim'deki Apollon Tapınağı'nın da yer alacağı Dünyanın 8 Harikası'ndan bahsediliyor olacaktı...

Tarihçiler ve yer bilimciler Apollon Tapınağı'ndaki en büyük yıkıma 1493 yılında tüm Ege coğrafyasını etkileyen büyük bir depremin sebep olduğu tezinde birleşirler. İstanbul'un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesinden tam 40 yıl sonra meydana gelen bu depremde büyük hasar alan tapınak, ilerleyen asırlarda kendi haline terkedilerek adeta bir harabe haline gelmiştir. Ancak tapınak çevresindeki verimli araziyi yurt edinen yöre halkı tarafından kurulan minik yerleşke, sonraki yüzyıllarda giderek bir Rum köyüne dönüşecek olan Yoran Köyü'nün temellerini oluşturmuştur.

Antik Milet’in kutsal kapısından başlayan 'Kutsal Yol', mümkün mertebe deniz kenarını takip ederek Didim’in (günümüzde Mavişehir olarak bilinen) Panormos limanına ulaşmaktaydı. Buradan sonra ise güneye doğru kıvrılarak Apollon Tapınağı'nın adak ve sunu terasının önünde son buluyordu. Milet ile Apollon Tapınağı arasındaki yaklaşık 16,5 kilometrelik uzunluğa sahip olan 'Kutsal Yol'un genişliği ise 5 ila 7,5 metre arasında değişiyordu. 'Kutsal Yol'un Apollon Tapınağı'na ulaşmadan önceki, yani Milet çıkışındaki ilk 5-6 kilometrelik bölümü; Apollo rahip ve rahibelerine ait oturan insan heykelleriyle, yatan aslan ve (Mısır piramitlerinin yakınındakine benzeyen) sfenks figürleriyle süslenmiş ihtişamlı bir güzergah olarak inşa edilmiştir.

Ege'nin göz boncuğu mavisi Didim, arkaik dönemde yaklaşık 100 yıl kadar Branchidler adı ile bilinen rahiplerin yönetimi altıda kalmıştır. Bilhassa bu tarihten itibaren tapınağın ünü, antik Ön Asya'nın tamamını sarmıştı. Ünlü Yunanlı tarihçi Herodotus— yani Heredot’a göre, M.Ö VII. yüzyılda Mısır kralı Necho ve Lidya Kralı Kroisos tarafından kutsal bir tapınağın bulunduğu Didim’e çok değerli armağanlar sunulmuştur. Hemen yanıbaşımızda, Bodrum yakınlarındaki Halicarnassos'da doğan ve 'Tarihin Babası' olarak da anılan Heredot, eserlerinde Kral Kroisos’un Didim Tapınağı'na aynen Delphi’ye gönderdiği altın sunular ağırlığında ve değerinde hediyeler gönderdiğini yazmaktadır.

Arkaik Didim'e ait ilk mabet ise, yapılan kazı buluntularına göre M.Ö. VII. yüzyılda inşaasına başlanmış 'tanrılara adanan arazi' anlamına gelen bir temenostur. İlk mabedin bundan yaklaşık 100 yıl sonra yapılan kolonadlarla beraber pek görkemli olmayan bir yapıya sahip olduğu varsayılmaktadır. M.Ö. VI. yüzyılın ilk yarısında ise, İon dünyasının ulaştığı en parlak dönemde, Apollon Tapınağı büyük bir mabet haline dönüştürülmeye başlanmıştır. Bu arkaik tapınağın mimari yapısında, aşağı yukarı aynı dönemlerde yapılmış oldukları belirlenen Efes ve Sisam tapınaklarından etkilenilmiştir.

M.Ö. 311’de tekrar canlanmaya ve mabet yeniden inşa edilmeye başlanır. Seleukoslar döneminde mabet planda değişiklikler yapılarak boyutları büyütülmüştür. Artemis, Zeus, Aphrodite mabetleriyle diğer bazı yapıların da bulunduğu inşaatın Roma devrinde de sürdüğü, mabet çevresinde ele geçen kitabelerden anlaşılmaktadır. M.S. 250’den önce mabet önemini yitirmeye başlamış ve M.S. 385’de Theodosios’un emri ile tamamen önemini yitirmiştir. Hıristiyanlığın yaygınlaşması ile zaten bitirilmemiş olan mabedin adytonuna bir kilise yapılmıştır.

#Arthistorian  #salihaünal #didim #apollon







Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SANAT-KÜLTÜR DUYURU Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI